18 Mart 2020 Çarşamba

BUGÜN 18 MART

Bugün Zafer Günüdür.
Bugün Kahramanları, Şehitleri ve Gazileri anma Günüdür.
Bugün  Tarihten Silinmek İstenilen Milletin varolma günüdür.
Bugün İnançtır.
Bugün Cevat Bey’dir, Nazmi Bey'dir ve Hakkı Bey'dir.
Bugün Şanlı Nusret'tir. 
Bugün Seyit Onbaşı'dır.
Ve Bugün Nice İsimsiz Kahramanlardır.
Bugün dünyanın en büyük deniz güçlerinden birinin sulara gömüldüğü gündür. 
Bugün Ya İstiklal Ya Ölümdür.
Bugünün anlamı öylesine büyüktür ki sayfalarca yazılabilir. Anlatılabilir. 
Ben sadece ayağa kalkıp saygı ile onları anıyorum. 
Özgürlüğe, Türkün varlığına ve Tam Bağımsızlığına inanarak. 
Ve andıkça gözlerimden dökülen yaşlardan utanarak. 
Ey Kahramanlar.
Ey Bir Hilal Uğruna toprağa düşmüşler. 
Cehennemler donana kadar yolunuz yolumuzdur.
Ey Gazi, Ey Türkün atası, ey ulu önder, Ey Başkomutan Mustafa Kemal
Açtığın yolda, aynı inançla yürümezsek bu topraklar bize cehennem olsun. 
Nefesimiz çekilsin.
Bunları bu Kutlu Günde  birkez daha kalbimin en derinliklerinde, beynimin tüm kılcallarında hissederek ayağa kalķıp saygı ile eğiliyorum. 
Çanakkaleyi Geçilmez yapanlar ruhlarınız şad olsun. 

13 Mart 2020 Cuma

VİRÜS MÜ? YOKSA YENİ DÜNYAYA GEÇİŞ Mİ?

Vürüs konusundan daha önemli konu lütfen göz ardı edilmesin.

İletişim kanallarının bu kadar arttığı günümüzde en büyük silah ALGI yönetimi.

Yazılanlar çizilenler hep buna yönelik.

Toplumsal düzenin bilindik tanımlardan çıkıp farklı birşeye dönüşmesi.

Endüstri 4.0 a geçişin hızla ivmelenmesine yönelik bir algı. 

Herşey dijitalleşecek. Hayatımız kolaylaşacak. Vs vs.

Ancak sosyal yaşam sonlanacak. 

Sosyal yaşam denen olgu aslında insani özellikler.  
Dokunarak, görerek yaşanılan. 

Fabrikada veya başka başka işyerlerinde insanların birarada bulunması, paylaşması vs birçok insani duyguyu yaşaması yerine robotlar. 

Alın bir örnek daha; evden uzaktan çalışma veya evden eğitim. 

Bu yeni dünyanın sadece bir kısmı. 

Diğer kısmı devlet, toplum, topluluk vs lerin bilinen tanımlamaların dışında yeniden tanımlanması.

Para dediğimiz bir değer karşılığında ortaya konan metanın ortadan kalkarak dijitalleşmesi. Düşünün biranda hiçbirşeyinizin kalmaması.  Ve bunda sizin hiç dahlinizin olamaması. 

Ve devamında bilindik işlerin hızla değişimi.  Yeni tanımlanacak işler.

Yani yepyeni bir dünya. 

İşte buradaki zurnanın zırt dediği nokta. 

Bu dünyada kimler olacak.
 
Resmin tamamı ortaya koyulan virüsten çok daha tehlikeli.
Ve bu tabloda ne dezenfektan kurtarıcı ne de evimize yapacağımız stoklar.

12 Mart 2020 Perşembe

YENİ HAYAT

Yaşam ....
Bir döngü aslında. 
Birşeyler biterken hep yenisi başlayan bir döngü.  
17 yaşımda verdiğim bir kararla geçen 33 yıl. 
Acısıyla, tatlısıyla, mücadelesi ve keyifleriyle geçen 33 yıl. 

7 Ağustos 1987 günü Deniz Harp Okulunda Askeri öğrencilikle başlayan meslek hayatım bugün İstanbul İkmal Destek Komutanlığı ile sona erdi. 

33 yıl önce Mustafa Kemal'in yolundan yürüyerek; Devlet, vatan ve milleti koruyacağıma dair namus ve şerefim üstüne  ettiğim yemine hep sadık  kaldım.

Mustafa Kemal'in izinde onun hem meslektaşı hemde askeri oldum. 

Her makam gelip geçicidir. Insan ömrü gibi. 

Geçiçi olmayan ise bir hoş sada bırakabilmektir şu gökkubbe'de.

Bıraktığımı düşünmenin huzuru ile çıkartıyorum 17 yaşımda giydiğim ve 33 yıl halel getirmeden taşıdığım üniformamı.

Ve diyorum ki merhaba hayatımın bundan sonraki bölümü 

8 Mart 2020 Pazar

SABIR

Sabır kelimesi arapça kökenlidir. "Sabr" dır aslında. 
Türk Dil Kurumuna göre anlamı; Acı, yoksulluk, haksızlık vb. üzücü durumlar karşısında ses çıkarmadan onların geçmesini bekleme erdemi, dayanç. 
Neden bu konuya girdim. 
Muktedirlerin yönetiminde, bu güzel topraklarda yaşayan bizler, bu davranışı yaşamımızın her döneminde ve her yerinde göstermek zorundayız. 
O kadar çok haksızlıkla ve üzücü durumla karşı karşıya kalıyoruzki. 
Muktedirler kimi zaman işyerinde, kimi zaman okulda kısaca her yerde. 
En fazla geliştirdiğimiz davranış biçimi sabretmek. 
Ve bugünkü yazımın çıkışı Fenerbahçe. Dün babamla maçı seyrederken söylediği bir cümledir. 
"Siz tribünlerde iyi sabrediyorsunuz oğlum." 
Bunu diyen kişi 77 yaşında. 
Muktedirler hayatın her yerinde olupta yeşil sahalarda olmaması mümkün mü? 
Elbette değil. 
Herşey benim olacak güdüsü ve içlerindeki şeytan olan egoları. 
Yahu istediğiniz oldu. 
Yaptığınız kirli oyunlar ile Fenerbahçe şampiyonluk yarışından uzaklaştı. Çekin artık kirli ellerinizi, uğraşmayın Fenerbahçemiz ile. 
Olmaz daha bitmedi. 
Sizin özgür iradeniz ile seçim meçim olmaz.
Bizim dediğimiz olacak.
Fenerbahçe sizin değil bizim olacak.
Yapılanların gerekçesi budur.
Dün sahada var olan zihniyette budur. 
Pozisyon vs değil söylemek istediklerim. 
Sabrımız ölçülüyor. 
Terörist bunlar o yüzden müdahele edeceğize getirilmek isteniyor.  
Bende diyorum ki. 
Ey Fenerbahçeli sevdadaşlar,
Ey Sarı Lacivert gönüldaşlar.
Gelmeyin oyuna ve sabretmeye devam edin. 
Değerlerimize ve Fenerbahçemize sahip çıkarak yıkabiliriz kirli oyunları. 
Ancak öyle kazanabiliriz ve yaşatabiliriz Fenerbahçemizi.
Yani sabır sabır sabır.
Bir dipnot daha eklemek istiyorum. 
Daha güzel bir dünya için daha sevgi dolu bir dünya için direnen uğraşan tüm kadınlarımızın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü kutlu olsun.


3 Mart 2020 Salı

TANRI VE ŞEYTAN

Bir insanlık dramı yaşanıyor canım ülkemin hem batısında hemde güneyinde.

Savaş denen kirli oyun yüzünden canlar yitip gidiyor.

Hergün daha fazla daha fazla kurban istiyor savaş tanrıları.

Giden canlar nasılsa kendilerinin değil.

Nasılsa kendi ocaklarına düşmüyor yakıp kavuran ateşler.

Kimi zaman Mehmetçik düşüyor siperlerde toprağa kimi zaman masum insanlar ölüyor kah atılan bombalarla kahta sınır kapılarında sıkılan kurşunlarla.

Kimi zamanda minicik canlar sularda kayboluyor.

Tüm bu bedeller niçin ödeniyor.

Kimse cevap Barış için demesin.

Barış için savaşmak, bekaret için seks yapmaktır denmiş.

Kafanızdan kurşunlar geçerken, bombalar yağarkenmi gelecek Barış.

İnsanın egosu içinde yaşattığı Şeytandır.

Sevgi ve merhamet ise içindeki Tanrısıdır.

Ülkeleri yönettiğini sananlar, kirli oyunlara devam edenler için duam ise içinizdeki Tanrı umarım şeytanı yener.